349 TL ve Üzeri Tüm Siparişlerde Kargo Bedava! 

Üyelik İşlemleri
Şifremi Unuttum
Sepetim
% 35İndirim

Adamın Biri Doktora Gitmiş Gidiş O Gidiş

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta Stokta Var Stokta Yok
130,00 TL
84,50 TL
Kredi kartına 0 taksit imkanı
Öne Çıkan Bilgiler
  • Hayykitap No: 92
  • Boyutlar: 13.5 x 19.5 cm
  • Sayfa Sayısı: 176
  • İlk Baskı: Ekim 2009
  • ISBN: 978-975-9059-97-2
  • Barkod No: 9789750959972
27.04.2024 tarihine kadar kargoda

Hayatımız, doktorlar, ilaçlar, hastaneler, röntgenler, tahliller, ameliyatlarla doldu. Tıpla adeta samimi olduk.

Samimiyeti ilerlettikçe, bilgili, vakur, idealist sandığımız tıbbın zamana ayak uydurduğunu, ticarileştiğini gördük. Gereksiz ameliyatlar yapan, ezbere eğitimle öğrencilerin hevesini de bilgisini de söndüren, insanları ömür boyu ilaca bağlayan, ilaç yazma performanslarına göre Dubai tatili kazanan doktorlarla tanıştıkça yıkıldık! Ve de üzüldük.

Güvenimiz sarsıldı ama ilişkimiz devam ediyor. Bebeğimiz hastalanınca, dedemizin tansiyonu yükselince kime gideceğiz? Gene onlara…

Senelerce Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde hocalık yapmış, tatlı dilli, yumuşak kalpli hekim Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta bu kitabında yakinen tanıdığı modern tıbbın kötü “alışkanlıklarını” bir bir yüzüne vuruyor. Tek gayesi var; bir gün düzelir, daha iyi olur, eskisi gibi ahlaklı olur diye umut ediyor. Modern tıbbı “kötü yoldan” döndürmeye çalışıyor. “Bu gittiğin yol, yol değil” diyor.

Adamın Biri Doktora Gitmiş… Gidiş O Gidiş! modern tıbbın ve ilaç firmalarının emrine girmiş doktorların sinsi tuzaklarına düşmek istemeyenler için eğlenceli bir rehber. Kitabın 3 ana bölümünün isimleri ise şöyle:
1. Bir, İki, Üç! Tıp
2. Bu Bölüm İlaç Sapıklarına İthaf Edilmiştir
3. Bitkisel Tuzaklar

Kitabın önsözünden bir bölüm:
Bu kitap modern tıbbın bir eleştirisidir.
Ama amacım bağcı dövmek değil, üzüm yemektir.
Otuz senelik hekimim.
Senelerce modern tıp okudum, hâlâ da okuyorum, öğreniyorum.
Senelerce modern tıbbı öğrettim. Birkaç bin doktorun hocası oldum.
Hastalarımın teşhislerini de modern tıp bilgilerinden, teknolojisinden ve imkânlarından faydalanarak koyuyorum.
Bugün milyonlarca insan modern tıbbın aşıları, antibiyotikleri, ensülini, heparini, kortizonu, aspirin sayesinde, milyonlarcası zamanında, doğru teknikle yapılan modern cerrahi girişimler sayesinde hayattalar.
Onlarca hastalık modern tıp sayesinde ortadan kalktı.
İnsanlar modern tıp sayesinde rahat nefes alıyorlar, acı çekmiyorlar.
Organ nakilleri, yapay organlar, kök hücre tedavileri ile yaratılan mucizeler hep modern tıbbın eserleri.
Uzun sözün kısası, insanların modern tıp sayesinde rahat, sağlıklı ve uzun bir ömür sürdüklerini kimsenin görmezden gelmesi ve inkârı elbette mümkün değil.
Ancak…
Bir de madalyonun diğer yüzü var.
Modern tıbbın mutlaka düzeltilmesi gereken yanlışları, olumsuzlukları ve hatta günahları var. Hem de pek çok.
Her şeyden önce modern tıp ilaç endüstrisinin esiri olmuş durumda.
Neredeyse tüm kongreler, sempozyumlar, seminerler onların mali katkıları ile yapılıyor.
Tıbbi araştırmalar onların sponsorluğunda gerçekleştirilebiliyor.
Tıp dergileri onların verdikleri reklâmlar sayesinde yayınlanabiliyor. Tıp dernekleri onların yardımları, destekleri sayesinde ayakta
durabiliyor.
Mezuniyet sonrası eğitim bile onların denetimi altında.
İlaç endüstrisi sponsorluk, promosyon, reklâm konusunda -kendi çok sevdikleri deyimle söyleyelim- ‘hiçbir fedakârlıktan kaçınmıyor’.
Modern tıbbın ilaç endüstrisi karşısında gazozuna ilaç konmuş kızlardan hiçbir farkı yok.
İlaç endüstrisi için daha fazla kâr etmek adına her şey mubah.
Hastalarına kendi pahalı medikal aletlerinden aldıran doktorlara ödül olarak ‘yabancı gelin’ de sunulabiliyor.
Promosyon olarak doktorlar umreye de götürülebiliyor.
Doktorlarla ilaç firması arasında basit bir tükenmez kalem, küçük bir bloknot veya bir kahve kupası ile başlayan ‘seviyeli ilişkinin’ geldiği küresel seviye bu.
Bilimsel araştırmalar manipüle ediliyor.
Bir ilacın başka hastalıklar için etkili olmadığı sonucuna varan çalışmaların yayınlanmasının geciktirilmesi veya durdurulması, negatif sonuçların pozitif algılanmasını sağlamak için çalışmaların dizaynı ve verilerle oynanması, sonuçları nötralize etmek için negatif bulguların pozitif sonuçlarla harmanlanması bu oyunların bazıları.
Gelelim neticeye…
Başta da dediğim gibi, amacım kesinlikle bağcı dövmek değil, üzüm yemek.
Yanlışlarından, günahlarından, eksiklerinden kurtulmuş iftihar edeceğimiz modern tıbba kavuşacağımıza inancım sonsuz.
‘Adamın biri doktora gitmiş… iyi ki gitmiş’ diyeceğimiz günlerin uzakta olmadığına yürekten inanıyorum.

  • Hayykitap No: 92
  • Boyutlar: 13.5 x 19.5 cm
  • Sayfa Sayısı: 176
  • İlk Baskı: Ekim 2009
  • ISBN: 978-975-9059-97-2
  • Barkod No: 9789750959972
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.